HAFIZANIN İHTİŞAMI
Yavuz Sultan Selim Han zamanında bir şair, yeni yazdığı şiirini pek beğenmiş ve sultana okumak istemiş.
Tabi o zamanlar gerçek sanatkâra çok kıymet verildiği için kısa zamanda huzura kabul edilmiş. Selim Han'ın yanında Hasan Can ve diğer vezirler de varmış. Şair zat, heyecandan sesi titreyerek şiirini okumuş bitirmiş sonra da padişaha bakmış. Yavuz Selim Han hiç tereddüt etmeden:
“Ama ben bu şiiri biliyorum.” deyince adamcağız şaşırmış;
“Nasıl olur efendim bu şiiri ben yazdım ve ilk defa burada okuyorum.”
“İstersen bir de ben okuyayım.” demiş padişah.
“Siz bilirsiniz.”
Selim Han gerçekten teklemeksizin adamın az evvel okuduğu şiirin aynısını okumuş. Adam şaşkınlıklar için-deyken bu sefer Hasan Can atılmış:
“Bu şiiri ben de biliyorum sultanım.” demiş. “Destur verirseniz ben de okuyayım.”
O da okumuş. Sonra hemen yanındaki vezir ve diğerleri de sırayla okumuşlar. Böylece huzurda şiiri okuyan on kişi çıkmış. Şair ne yapacağını şaşırmış;
“Nasıl oluyor anlayamıyorum efendim. Ama bu şiiri gerçekten ben yazdım.” diye kendini savunmaya çalışmış.
Neyse ki sonradan gerçeği anlatıp adamcağızın gönlünü almışlar. Padişahın duyduğunu bir seferde ezberlediğini Hasan Can'ın iki ve diğerlerinin de sırayla artan sayılarda ezberleyebildiklerini söylemişler. Böylece şair de rahatlamış.