GİZLİ ELLER
Konserini bitiren dahi piyanist, salon alkıştan inlerken, dinleyicilerinin önünde eğiliyordu.
Sahnenin ortasında, kuyruklu piyanonun önünde duruyor, alkış sesleri ve bis çığlıkları kulaklarında uğultular meydana getirirken, izleyicilere tatlı tatlı gülümsüyordu. Kendisi, dehası dünyaca takdir gören bir piyanistti. En müşkülpesent müzik eleştirmenleri bile onun ideal bir piyanist olduğunu söylüyorlardı. Bu dahi piyanist, daha on bir yaşındayken Amerika’da bir turneye çıkmış ve büyük alkış toplamıştı. O günlerde daha büyük bir şöhrete erişmesi mümkünken, Çocuk Esirgeme Kurumu henüz çocuk yaştaki piyanistin menajeri aleyhinde takibata girişmiş ve bu durum dahi çocuğun Amerika’daki konserlerine son verilmesine sebep olmuştu. Bunun üzerine, müzik eğitimine devam edebilmesi için Avrupa’ya götürülmüştü. Büyüdükten sonra, ülkesinde dinleyicilerinin gönlünü yeniden fethetmeyi başardı. Gerek dinleyiciler, gerek eleştirmenler onu yere göğe sığdıramıyorlardı. Oysa, hiç kimse bilmiyordu ki, bu dahi piyanistin vücut yapısı gerçekte onun sıradan bir piyanist olmasına bile imkan tanımıyor. Bu dahi piyanist, kendisi için özel olarak yaptırdığı dar tuşlu bir piyanoyu kendisiyle birlikte bir konser salonundan diğerine naklettiriyordu. Piyano o kadar ustalıkla yapılmıştı ki, neredeyse hiç kimse, Josef Hoffman’ın ellerinin normal bir piyano üzerinde çalışmasını imkansız kılacak derecede küçük olduğunu fark etmemişti.