KİMSEYE SÖYLEME
Bir zamanlar, Nabek ve Dagar isminde iki arkadaş ve komşu, büyük bir çölün kenarında yaşarlardı.
Nabek’in çok güzel, paha biçilmez cins bir atı vardı. Atın rengi, duruşu, koşması görenleri hayran bırakıyordu.
Dagar da bu atı çok beğeniyor ve gece-gündüz ona sahip olmanın hayalini kuruyordu. Nabek arkadaşı olduğu halde, bu düşünceye bir türlü engel olamıyordu.
Sonunda, bir gün Nabek’in yanına gidip atı ona sat-masını istedi.
“Dünyadaki bütün altınları elmasları bana getirsen, bu atı yine de satmam” diyen arkadaşı Dagar’ın teklifini reddetti. Bu yanıtla hayal kırıklığına uğrayan Dagar, ne olursa olsun o atı ele geçirmeye karar verdi.
Dagar bir gün bir dilenci kılığına girdi, yüzünü örttü ve Nabek’in her gün geçtiği yolun kenarında oturup bek-lemeye başladı.
Nabek yaklaştığı sırada, sızlanma hareketleri yaparak yardım istedi. Aç ve susuzmuş gibi davrandı. Nabek, adım atacak gücü olmadığını düşündüğü bu fakir dilenci-ye acıyarak durdu. Onu köye kadar götürmek ve yiyecek-içecek vermek üzere atına bindirdi. Kendisi de atın yanında yürümeyi tercih etti. Dagar, ata biner binmez dizginleri ele geçirdi ve atı mahmuzlayarak dörtnala koş-turmaya başladı. Bir taraftan da, arkasına dönüp bağırdı:
“Ben Dagar’ım. Bu atı bir daha asla göremeyeceksin Nabek!”
Nabek, Dagar’ın ardından koşmadı.
Onun yerine bağırarak şöyle dedi:
“Dagar, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim.” Arkadaşının yürüyerek kendisini yakalayamayacağından emin olan Dagar atı durdurdu ve onun konuşmasını bek-ledi.
Nabek Dagar’a şöyle seslendi:
“Evet, atımın sahibi artık sensin. Ama lütfen o atı nasıl ele geçirdiğini kimseye söyleme.”
“Neden” diye sordu Dagar.
“Eğer insanlar senin beni nasıl kandırdığını öğrenecek olurlarsa, yolda kalmışlara, dilencilere, zor durumda ki insanlara yardım etmek için durmayacaklar. Atlarının çalınmasından korkacaklar. Bu yüzden de birçok masum insan çölde kalıp ölecek. İnsanlar yolda karşılaştıkları in-sanlara artık hiç güvenmez hale gelecekler.”
Dagar bu sözleri dinledi ve uzun süre bir şey söylemedi. Sonra, attan indi ve onu komşusuna geri verdi. Daha sonra, Nabek’in çadırına gidip orada bir barış sözleşmesi yaptılar ve sonsuza dek arkadaş kalmak için yemin ettiler.