Hikayeler


DÜŞMANDAN KORKULMAZ KUMANDANIM

General Şükrü Naili Erdem anlatıyor:
Çanakkale’de, ileri hatta Keçideresi'nin karşısına, düşman makineli tüfeklerini kurmuş, durmaksızın bu de-reyi ateş altına alıyor ve her gün bizden on-on beş kişiyi şehit ediyordu.
Bir gün teftişe gittiğim sırada, o dereden geçmek icabetti. Dere başına gelince Alay Kumandanı bana:
“Bu sırat köprüsüdür” dedi. 
“Evvela ben geçeyim, sonra siz.” Ve bu kırk adım kadar mesafeyi, hızla koşarak geçti. Ben de öyle koşarak geçtim. Düşman ateş ediyor, makineli tüfekleri işleyip duruyordu. Bir de arkama döndüm baktım ki; bir Mehmetçik, ellerindeki bakraçlarla ateşe hiç aldırmadan, ağır ağır geliyor. “Koş koş,  vurulacaksın... Kooş...”diye bağırdım. Sesimi işitmemiş gibi, hiç istifini bozmadı. Nihayet yanıma yaklaşınca niçin koşmadığını sordum. Ne cevap verse beğenirsiniz? Bakınız ne dedi: 
“Koşsam, bakraçlardaki bakla çorbası dökülür, arkadaşlarım aç kalırlar... Düşmandan korkulmaz kumandanım.”